Yine de bir şeyler yaratma isteği bende ağır bastı, para kazanmasak bile elimizde bir fabrika, yatırım yapacak sermaye ya da çalıştıracak göçmen işçi olmadığı aşikar olsa da, üretim bandını çalıştırmak zorundaydım. Elimdeki tek üretim bandı klavyem tek sermayem ise elimden geldiği kadar çalıştırabildiğim beynimdi. Akşam bir hevesle oturdum ve bu sayfayı oluşturdum. Sayfayı oluştururken en çok zorlandığım nokta isim konusunda bir karar vermekti. Öğretmenlerin önüme bitirmemiz için yığdığı kitaplardan en üsttekini elime aldım ve sayfaları rastgele açmaya başladım. Aradığım şey bir kelime ya da tamlama olabilirdi ya da belki de sayfanın iki alakasız yerindeki arka arkaya gelebilecek, kulağa hoş gelen kelimeler. İki farklı kitap taradıktan sonra okulun kütüphanesinden aldığım Dr. Deniz Ülke Arıboğan'ın "Kabileden Küreselleşmeye" kitabında buldum aradığımı.
"Teorik Alternatif"
Bu ismin en çok hoşuma giden yanı, Ayşe'nin Moda Bloğu ya da Ergenin Oyun İncelemeleri gibi blog isimlerine kıyasla bize daha geniş ve birbirinden neredeyse alakasız konular hakkında yazmamıza olanak sağlayacaktı. Sonuçta üniversite ikinci sınıfta, öğretmenler tarafından kültür bombaardımanına tutuluyorsanız, günün ilk saatlerinde Matematik, ardından Yabancı Dil ve ara vermeden tamamen alakasız Siyasi Düşünceler Tarihi üzerine düşünmek, okul takımlarının antremanlarına konsantre olmak ve öğrenci hayatının gerektirdiği
(Ders*Bütçe)
Sosyal Hayat
formülünü sürekli düşünmek zorundaysanız; bu kadar farklı şeylere konsantre olmanın otomatik bir sonucu olarak on dakika önce aklınıza gelen fikir ile yarım saat sonra üzerine kafa yorduğunuz konu birbirinden tamamen alakasız olabiliyor.Neyse, gereken adımları tamamladıktan sonra arkadaşıma mesaj attım. "Blog'ta yazıcakmısın?" beklediğim cevap geldi "Olur." Böylece yola çıktık. Daha çok yeni yetme blog yazarları olarak konu arayışları tabiki başta tıkanma noktalarımızı oluşturucak. Bloğumuzun ana teması, hakkında yazacağmız konular yavaş yavaş birer tuğla misali yerine oturacak. Her ne kadar yanlışlarımız olacaksa da bir yaratma çabası içerisinde duvarımızı yıkıp yeniden örmenin bizi yıldırması şimdilik biraz zor gözüküyor.
Derslerin ağırlığı, vizeler, finaller, okul takımları, maçlar, antremanlar ya da en basiti İstanbul Trafiği sebebiyle bazı günler yeni yazılar yazma enerjisini kendimizde bulamayabiliriz ya da sadece yaratıcı kişiliğimiz çevrim dışı kalabilir. Tek amacımız şimdilik belirli bir seviye yakalayıp paylaşımlarımızı bu seviyeden sürdürmek. Bize en azından bir süre boyunca bu yeni moda "mesleğe" alışma süresi lazım. Bazıları gibi porfesyonel olana kadar bize bir şans tanıdığınız için teşekkür ederiz.
İyi okumalar.
Ö. Tunç Arslan
Hayırlı olsun. Soru sormak yazını çok beğendim.devam.
YanıtlaSil